dağdaki çobanla benim oyum bir değil

bence gayet haklı bir söylem

demokratik olmayan yaklaşım. toplumsal sınıflara, statülere göre oy hakkı verilmesi yine üst kademedeki insanların yani zenginlerin işine yarayacaktır. halbuki demokrasi zenginler için değildir.

Yarram onu da o yonetiyo onu da

teknik açıdan doğru söylem. seçim sistemi sağolsun dağdaki çobanın oyu çok daha geçerli

süper tespit. demokrasinin bug'ının bu topraklarda ilk dillendirilişi. (bkz: vatandaşlık sınavı)

Haklı söylem

aysun kayacı konuşurken çok haklı geliyo bana.

Dağdaki çobanla üniversiteye girmek için nasıl aynı sınava giriyorsan, oy verirken de aynı şartlarda oy vereceksin. Sen dersaneye gittin özel hoca tuttun o adam koyun baktı. Ama ikiniz de aynı şartlardaki sınava girdiniz. Sonra da yok ben okudum o adam cahil benim oyum ondan çok olmalı. Böyle saçma bencilce bir düşünce olmaz, olamaz. Ne biçim insanlarsınız yahu!

bu söze zamanında solcusu da sağcısıda tepki göstermişti ama bu son yıllarda ne kadar haklı olduğu görülüyor. tamam bu sözü soylerken narsistlikle söylemiş olabilir ama uzun vadede doğru bir söylem olduğunu anladık. basit bir örnek vericem ilber ortaylı'da oy kullanıyor kahvedeki sabahtan akşama kadar al kızı ver papazı diyen adam da bu iki adamın oyları eşit sayılıyor. söyleyeceklerim bu kadar. he şimdi çıkıp işte ikiside aynı şartlarda eğitim almadı yok şöyle yok böyle diyecekler. insan kendisini geliştirmek istedikten sonra şartların bir önemi kalmaz tamam belki akedemik düzeyde okuyacak şartlar bulamaz ama en azından okuma yazma öğrenir biraz kitap okur düşünebilmeyi başarır. adamlar hiç düşünmeden he bu adam yol yaptı deyip oy atıyolar ulan andaval o yolları yapmak onun görevi senden boşuna mı vergi alıyor eğer o yolları yapmazsa zaten görevini yapmamış olur. sana özel ekstradan cebinden çıkardığı parayla yapmıyor o yolu. yani demem o ki insanlar düşünmekten acizken gidip oy kullanıyor ve benim geleceğimi belirliyor sikerim böyle işi kardeşim herkesin oyuda bir değil sokakta gezen çomarla evde oturup üç beş bilgi kırıntısı ögrenicem diye çabalayan insanların oyu bir falan değil. edit: ya siz harbiden gerizekalısınız hala doğrudan dağdaki çobanı falan kastettiğimi zannediyosunuz sizin ben beyninizi ve hümanizminizi sikiyim. ulan mesele çoban meselesi değil aq nerenizle okuyonuz.

hassiktir lan demek gerekir. sen kimsin lan ahahah senin oyunu ayrı neys..s..s.s.s.s

bunu diyen insanlara saygı duymuyorum bu nasıl bir kibirdir böyle; tekrar ve tekrar hatırlatıyorum: (#207497)

dağdaki çobanla, yukardaki 'mükemmel', 'mantıklı', 'zekice' entrysiyle sneijder vuruyor iki oluyor isimli yazarın ve tabi onun gibi düşünenlerin oyu bir mi? değil, çobanın oyu 2 oy sayılmalı bence.

bunu diyen yobazla dağda çobanlık yapıp ekmeğinin peşinde koşan kibar adamın oyu sayımda bilmem ama benim gözümde zaten bir değil

ahahahah herkese -1 oy vermiş arkadaş alınmış galiba :d

girdiğiniz sınav aynı onu nasıl yapalım dedirten durum

bizim girdiğimiz sinavla onlarin ki bir olunca kimse ses etmiyor ama

(bkz: aysun kayacı) sözüdür. bunu dedikten sonra dağdaki tek kolu olmayan bir çobanın tıp kazanması olay olmuştu.

(bkz: ben orospu çocuğuyum demenin alternatif yolları)

aysun kayacı söyledi diye hak vermek istiyorum.. yok olmuyor. amk jakobenleri.

insanları alçaltınca ne geçiyor eline güzel kardeşim. hasta olduğun zaman o insanların ürettiği mercimeğin çorbasını içmesini biliyorsun. demem o ki şehirde yaşayınca medeni olunmuyor. medeni olmak insanın içinde başlar. insana saygıya hürmete bakar.

olaya iki yandan bakılabilir. 1. eğer demokrasi ve hukuk var diyorsak bu söylem kesinlikle bu kavramlara ters. hak ve özgürlüklere saygısızlıktır. 2. yönden bakarsak şimdi bir adam profesör gayet bilgili, gündemi takip eden, partilerin amaçlarını hedeflerini iyi biliyor. bir de dağda hiç bir şeyden haberi olmadan mutlu mesut yaşayan bir adam var. şimdi bu iki insanı karşılaştırırsak birisi bilinçli bir şekilde oy atarken diğeri kulaktan dolma bilgilerle oy atıyor. e buradan bakarsakta bu söylemin doğru olduğunu söyleyebiliriz.

ikinizin de 1 beyni var

böyle düşünenlere genelde (bkz: he canım he ) diyorum

iste zaten gayrısafi milli hasılada 13 000 küsür dolar ama ben 13 000 tl'lik rakamı tutturamıyorum.

doğru bir isyan cümlesi.

bu sözün doğruluğunu savunan genelde atatürkçü kesimdir. bu kesmin özelliği atatürk ilke ve inkılaplarına olan bağlılıklarıdır. bir bakıma demokrasinin ülkedeki değişmez tarafıdırlar. bu söz ise tamamen demokrasi karşıtı bir söz. mademki bu sözü savunuyorsunuz, o zaman demokrasiyi savunmayı bırakın. çelişkiye düşmeyin. editto: arkadaşlar eğer çoğunluğun tercihine saygınız yoksa, o zaman neden cumhuriyetçi ya da demokrat kimliğine sahip olduğunuzu iddia ediyorsunuz. tutarsızsınız.

evet bir değil dağdaki çoban görevini sorumluluklarını bilip oy kullanıyor ve sen insanlarin eşit olduğunu unutup böyle diyorsan kusura bakabilirsin senin oyun geçersiz olmaya mahkumdur.

gayet güzel bir. seni zeki insan. çok zeki olduğunu düşünüyorsan, savunduğun düşüncenin gerekli oyu alamadığını düşünüyorsan, ve bu kadar da zeki isen, gidip kendi partini kurup daha iyi bir propaganda ile, belki de savunduğun düşünceyi iktidara getirebilirsin. ha diyorsun ki yok hacı ben o kadar zeki değilim, o zaman susacaksın.

o zaman şöyle diyelim ilber ortaylı ile senin oyun bir mi ?

"seninle ilber ortaylı'nın oyu bir mi?" alıntı ama nerden olduğunu hatırlamıyorum. şimdi biz herkese özel oy katsayısı mı çıkaracaz? profesörün oyu 5 sayılsın, seninki 2 sayılsın, çobanınki 1 sayılsın. ayrıca çoban dediğin adamlar sende çok daha akıllı ve bilgili de olabilir.

evet. bir şüphen mi vardı? edit: tabii ki bir mk şaka yaptım. bunları yönetici yapsan, cahil diye vatandaşlık statüsünü ellerinden alacaklar milletin.

(bkz: peki sen kimsin yarram) sorusunu beraberinde getirir

aslında çok kısa özetlemek gerekirse olay şudur; çobanın geliri doktordan daha fazladır. biri çıkıp da "benim oyum doktorunkiyle bir olamaz." demez ama toplum çobanı aşağılar, doktoru yüceltir. çobanın üstü kirlidir, tezek kokar. insanlar masa başında bir çobanın kendisini gütmesine imrenir

evet çobanın oyu daha değerli.

teoride yanlış, pratikte doğru söylem. şimdi neden yanlış ve neden doğru olduğuna gelelim. demokratik ülkelerde halk seçme ve seçilme hakkına sahiptir. isteyen gider, hür iradesiyle oyunu kullanır. buna kimse karışamaz, mantıklı olan budur. bu yüzden kimse çıkıp, sen buna oy verdin diye kimseyi aşağı göremez. ancak söyle de bir durum var, okumuş, araştırmış ve verilen oyun sonuçlarını görebilen insanlar, okuduğunu anlayamayan, sadece birileri böyle yap dediği için yapan, belki okuması/yazması bile olmayan insanların verdiği oylar yüzünden eziyet çekmemeli. ülke öyle bir hal aldı ki, resmen kendi içimizde bölündük. zamanında ulu önderimiz mustafa kemal atatürk, "köylü milletin efendisidir." derken eminim ki şuan içinde bulunduğumuz durumu kast etmemiştir. ülkedeki ne kadar hukukçu, okumuş, aydın, araştırmacı ve bir seyleri sorgulayan adam varsa hepsi üstüne basa basa, gerekçeleriyle birlikte hayır diyor. bunu yaparken kişilere değil, bu kişilere verilecek yetkilere ve sonuçlarına vurgu yapıyor. ancak ne kadar topçu, popçu, cahil, okumamış insan varsa bu insanları eleştirerek vatan haini damgası vuruyor. bakın insan gerçekten hayret ediyor.

yanlış önerge, 18 yaşını doldurmuş her bireyin seçme seçilme hakkı vardır.

(bkz: mal beyanı) dagdaki çobanin kpss de ilk 100 e girdigini de, 15 temmuz da(ömer halisdemir) canini verdigini de gorduk. siktirtmeyin teorinizi, pratiginizi

değil tabi dingil.

keşke beynin de bir reşitlik sınırı olsa

böyle düşünen insanın oyu sayılmamalı asıl

şu zamana kadar söylenmiş en doğru tespittir. fakat duyar kasmaya meraklı vatandaşlarımız söz sahibini zamanında linç etmiş, sokakta görse ''siktir fakir'' diye dışlayacağı çobana sahip çıkmıştır. bu cümlede eğitimden ve hür iradeden bahsedilmiştir ama insanımız bunu anlamamış, anlamak istememiştir. kitap satın alma ve okuma yüzdesi en düşük olan hatta yer yer olmayan iç anadolu bölgemiz ve çevresi referandumda 'evet' diyerek ülkenin gidişatında büyük rol oynamıştır. fikrimce dinine sadık(!) temiz(!) anadolu çocukları atalarının sırt sırta savaş verdiği mustafa kemal'e ve getirtiği düzene ihanet etmiştir. sosyal medyada 'en çok evet hangi ilden çıkacak?' yarışması gördüğüme dair şerefim ve namusum üzerine yemin edebilirim. bu vatandaşlarımızın milli ve dini duyguları ''hayır veren teröristtir!'' ''evet vermek farzdır'' gibi söylemlerle sömürülüp zaten düşüncesi liderin ağzından çıkanlara göre şekillenen masum(!) vatandaşın beynini -daha çok- yıkamıştır. bu fikri bir bölgeye yıkmak da yanlış olacaktır. memleketim olan balıkesir'den %48 civarı evet çıkmıştır ki bu durum beni çok üzdü. ama ben biliyorum ki bu oyların %70'ini merkez ve sahil kesimi dışında kalan yerler attı. adım gibi eminim. eğitimin ulaşmadığı, veya parasızlık yüzünden okuyamayıp, hatta yan gelip yatmaktan veya nefes almadan çalışmaktan bir gazete bir dergi okuyamayıp interneti sadece porno ulaşımı için kullanan bu vatandaş televizyonda ve afişlerde en çok gördüğü yüze oy atmıştır ki bu kaçınılmazdır. ben dağdaki çobana oy kullandırılmasın demiyorum beni yanlış anlamayın. haberlerde çobanlık yaparken ders çalışıp üniversite kazanan gençleri de izledik, lüks evlerde yaşayıp en iyi üniversitelerde okuyup bonzaiden ölenleri de. benim anlatmak istediğim seçme hakkının biraz kısıtlanması. gerçi seçilme yaşının 18 olacağı bir ülkede bunu düşünmek de pollyanna'nın el değmemiş boynuna bir buse kondurmakla aynıdır. iq testi veya oy kullanmadan önce basit üç adet soru yöneltilerek bu sorun aşılabilir. milli marşımızı bilmeyen, başkentimizi bilmeyen, kendi bayrağımızla, benzer bazı bayrakları ayıramayan andavallar oy kullanamasın mesela. yazımı burada sonlandırırken; allahtan vatandaşımıza akıl fikir, bugün vefat eden liderimiz mustafa kemal atatürk'e rahmet diliyorum. paşam, demokrasiye sahip çıkamadık, bizi affet.

bunu savunan maldir. bunu demokrasiyle savunan aydin (!) bireyler daha maldir. (#1317934)

i̇lk söyleyişte yanlış anlamlara gelse de (ötekileştirme gibi) irdeledikçe doğru olduğunu fark edeceğiniz bir söylem. kültür seviyesi, bilgi birikimi, sisteme olan etkisi veyahut sistemin hayatı üzerindeki etkisi aynı olmayan insanların verdiği oy eşit olmamalı zannımca.

en saçma başlık bu o adamın imkanı olmamış okuyamamış senin dağdaki çoban diye ezdiğin insanın içi dolu bazıları gibi ambalajı süslü içi boş hediye paketine dönmemiş en azından. he şuda var ki bi çok başarılı iş adamları zamanında çobanlıktan çiftçilikten çıkıp gelmişler kimseyi küçümseyemezsin.

sadece çobanlar için değil, okuma yazma bilmeyen adama oy ne gerek? o adama kullandırt muhtarlık oyunu yeter. o adamın dünyası oradan ibaret. anayasada hangi maddelerin değişeceği konusunda fikri olduğunu kabul etmek bir yana en ufak bir bilgisi dahi olduğunu sanmıyorum. o evet verecek ben ülkemin demokrasisi için çile çekeceğim. yok öyle dünya...

burdan anlamamız gereken okumayı yazmayı bilmeyen bir insanla eğitim hayatını tamamlamış bir insanın arasındaki kültür ve bilgi farkından dolayı böyle bir cümlenin kurulmuş olması peki bu cümleye hak veren arkadaşlar cahil diye nitelendirdiğiniz köylü, dağdaki çoban veya doğudaki kardeşlerimizin kaçının elinde eğitim hakkı vardıda onlar istemedi kaçı elinde imkan varken kitabı elinin tersiyle itti ülkemizde ki insanların çoğu vatanın her karışında aynı şartta eğitim varda bu köylü dağdaki çoban doğudaki insan dedikleriniz bilerek okumadı olarak görüyo elinde imkanı olupta okulu kerhaneye çeviren kafatasının içinde beyin yerine saman taşıyan insanlardan daha çok hakkettiklerini ama ellerinde olmayan şartlardan dolayı eğitim alamadıklarını ne zaman görecez işte bu iktidar partisi bu eğitim farkını kapatmak için bir çok şey yaptı bunu bu ülkede artniyeti olmayan her insan kabul eder paralı eğitim yüzünden okuyamayan dağdaki çoban şu anda kendi çocuğu okusun diye çoban olarak kaldı belkide o içinde yara olarak kalan eğitim aşkını şu an çocukları yaşıyo diye şimdi ki iktidar partisini destekliyo bizler bundan 10 yıllar önce köyler ne durumdaydı bilmiyoruz ama şu an her konuda çok çok iyi durumda olduklarını biliyoruz artık dağdaki çobanda sizin sandığımız kadar cahil değil ve zorlukları yaşadığı günlerden onları refaha kavuşturduğuna inandıkları insanın peşinden gidiyolar sizler de köylü olabilirdiniz yaşlarınız daha büyük olabilirdi ülkenin ne günlerden geldiğini televizyonlardan internetten değil canlı canlı yaşayarak görebilirdiniz bu seçimde ever diyen kardeşlerimiz büyük ihtimal o günleri gören ve zorlukları çeken insanlar onları kurtaran insana evet dediler çünkü gönül borçları var evet hizmet onların işleri ama bundan öncekilerinde işiydi hizmet kaçı bugünkü iktidar kadar çalıştı kalkındırdı adalet konusunda eksik olabilir bunu kabul ediyorum ama kalkınma konusunda hiç kimse hakkını yiyemez ve hizmet gören halk karşılığını bugün sandıkta verdi...

dünyada artan demokrasi eleştirilerinin tezahürüdür. bu yalnızca türkiye'de de değil, dünyanın her tarafında konuşulan bir olaydır. antik yunan'dan beri çeşitli değişikliklerle uygulanan demokrasinin artık insanlık için ideal sistem olmadığını düşünmeye başladık. zira evrim süreciyle beraber hepimiz doğadan geliyoruz. doğada da malumunuz doğal seçilim denen bir olay vardır. güçsüz olan, adapte olamayan tür yok olur. dünya bir zamanlar iyi koşanın, kası kuvvetli olanın dünyasıydı. ondan sonra iyi kılıç sallayanın. ama artık daha zeka endeksli bir dünya. yani daha fazla üretenin dünyası. üretmeyi yalnızca fiziksel bir üretim olarak düşünmeyin; fikir üretmek, bilimsel ürün koyabilmekten de bahsediyorum. şimdi nobel ödülü almış bir bilim insanı ile bir çiftçiyi aynı kefeye koyamazsınız. katma değerleri açısından çok çok uçurum vardır. hiçbir zaman eşitlik olmadı, hiçbir zaman olamaz da. türün içinde her zaman daha güçlü olan, daha fazlasını isteyecektir -ki istemelidir de. sadede gelirsek; demokrasi ciddi manada abartılmış bir balondur. dünya bunu eninde sonunda anlamaya başladı. bunu dizilerde de görebilirsiniz. frank underwood'un house of cards'ta hatta "democracy is so overrated." diye bir lafı vardır. bunlar popüler kültüre yansımaya başladıysa, yakın sürede herkes tarafından düşünülecektir. kısacası bu yüzyılda ilginç şeylere şahit olacağız gibi. insanlık her şeyi savaşlardan öğrendi, kanla değiştirdi. bu sefer de öyle olacağa benziyor. edit: ayrıca kimse imkanları yok diye burada çakma halkçılık kasmasın bana kalırsa. türkiye'den aziz sancar gibi bir ibretlik örnek var. mardin'in kerpiç evinden stockholm'deki o en prestijli ödülü almaya gitti adam. kimse kimsenin önüne kitap atmak zorunda değil. isteyen zaten onu gider zorla alır. edit2: biraz üslup bozacağım ama; yani bim'de kıçını başını açan teyzenin oyuyla, sizin oylarınız aynı sayılıyor. sizce de bazı şeyler yanlış gidiyor değil mi?

bu başlığa tamamen katılmıyorum ama bazı gelişmemiş illerin isteği yüzünden gelişmiş şehirlerin de olumsuz etkilenmesi haksızlık olarak geliyor bana

yalan yok dün benim de aklıma geldi, şöyle bir baktım haritaya, gelişmiş yerler hep hayır vermiş. dağdaki çoban evet vermiş. köylü milletin efendisidir diyoruz falan ama cahiller işte. bu bir gerçek.